MidReal Story

Whispers of the Forgotten: A Blind Soldier's Tale

Scenario: Yaşlı, kör bir eski yeniçeri, Galata mezarlığında onu dinlemek için gelenlere yabanda gezerken başına gelen olayları, gözü kör olduktan sonra define aramaya başladığını, burada bir cinin musallatına uğrayıp nasıl öte dünyayı görmeye başladığını, ve başına gelen diğer korkulu hikayeleri anlatmaya başlar.
Create my version of this story
Yaşlı, kör bir eski yeniçeri, Galata mezarlığında onu dinlemek için gelenlere yabanda gezerken başına gelen olayları, gözü kör olduktan sonra define aramaya başladığını, burada bir cinin musallatına uğrayıp nasıl öte dünyayı görmeye başladığını, ve başına gelen diğer korkulu hikayeleri anlatmaya başlar.
Mehmet Yılmaz kör ve yaşlı bir eski yeniçeriydi ve Galata mezarlığında yabanda gezerken dinleyicilerine geçmişte başından geçen olayları anlatıyordu.
Onu dinlemeye gelenlerin seslerini taklit ederek onlarla dalga geçiyordu.
Bir cinin musallatına uğrayarak öte dünyayı görmeye başladığını anlattı.
Bu olay, define aramaya karar verdiği bir gecede gerçekleşti.
Köprü altındaki mezarlıkta bir türbe ararken, kulaklarının çınladığını hissetti ve ardından bir cinin musallatına uğradı.
Bu deneyim, onun gözlerinin kapanmasına ve hiçbir şey görememesine neden oldu.
O gece, yattığım yerde kafamın içinde bir ses duydum: ‘’Biri var mı?’’
Sandım ki; ben onları taklit ediyordum.
Olabileceğimi düşündüm.
Çok garip hissettim sonra.
Orada olmamam gerektiğini anladım.
Ayağa kalktım ve geri dönmeye başladım.
Geri dönüp gitmek istedim ama oradan çıkış yolu bulamadım.
Cin seni asla bırakmaz çünkü.
Cinle mücadelem benim için çok zor oldu çünkü ölüme yaklaştım.
Ama o sırada şöyle düşündüm: ‘’Görürsem bana ne olacak ki?’’
Define aramaya kararlıydım ve ondan başka kimse yoktu.
Hareket ediyordum ama hiçbir şey göremiyordum çünkü gözlerim kapalıydı.
Bir yandan mezarlıkta define aramaya devam ederken kim bilir kaç tane cini gördüm.
Gözlerim kapalıydı ama onları görebiliyordum.
Önce köprü altındaki yolu bulmam gerekiyordu.
Köprüyü buldum ve yukarı çıkmaya başladım, nefes nefese kalmıştım.
‘’Ben mi aslında köprü altındaki bir türbede uyuyorum?’’
Diye düşündüm.
Çünkü ben oradan çıkamamıştım.
İşte o zaman definecilerin başına sık sık geldiği olay benim de başıma geldi.
Definecilerden biri mezarlıkta uyudu ve sabah kalkınca gözleri görmüyordu, kör olmuştu.
Whispers of the Forgotten: A Blind Soldier's Tale
Ben de o şekilde kör oldum.
Ama ben ruh açıktım, zihin açıktım, orada define aramaya devam ettim.
Definecilerin başlarına sık sık gelen bu tür olaylar bana da geldi.
Define ararken bir cinin musallatına uğradım, gözlerim kapandı ve öte dünyayı görmeye başladım.
O günden sonra herhangi bir şey göremiyorum.
Ben o gece köprü altındaki mezarlığa giderken bir kadının hıçkırarak ağlayan sesini duydum.
Bir kadının mezarı ziyaret etmek için oraya gittiğini düşündüm ve ona doğru ilerledim.
Ama ben oraya giderken bir kadını gördüm, normal bir kadındı.
Ama o kadından farklı bir şey hissettim.
Kadın var gibi ama yok gibi deyip üzerine doğru ilerledim.
Bir anda karşımda belirdi ve beni görebildiğini hissettim.
O kadın mezarlıkta define arayan bir kadındı.
Ben onun gözlerine baktığımda sanki bakmadığımı hissettim ama hala bakabildiğimi düşündüğüm için bakmaya devam ettim ve bir anda gözlerim kapandı.
Bir yandan da kulaklarım çınlamaya başladı ve kafam dönüyordu.
O kadının bana baktığı an gözlerim kapanmaya başladı ve bir daha da göremedim.
Köprü altında uyuyan definecilerin hikayesini dinlediğimde ‘’Ya ben de aynı duruma düşersem?’’
Diye düşünmüştüm ama oldu.
Ben de köprü altında uyuyup kör oldum.
Ben kör olduktan sonra hiçbir şey göremiyordum ama ne olduğunu anlamam gerekiyordu.
Önce karanlıkta yürümeyi denedim, sonra karanlığı gördüm ve buna alıştım.
Önce karanlığı görmeye çalıştım ama sonradan görmem gereken şeyleri gördüm.
Bir insanın işte bu kadar da olur dediği anlar vardır ya işte tam o anları yaşadım.
Benimle beraber define avcılığı yapan bir arkadaşım vardı.
O arkadaşımla beraber define arıyorduk ve köprü altındaki mezarlığa gittik, saat 00:00’da orada olmamız gerekiyordu çünkü öyle söylentiler duymuştum.
Gece 00:00 sularında mezarlıkta define aramaya başladık ve birden kulaklarımızda çınlama sesi duymaya başladık, kafamız dönmeeye başladı ve gözlerimiz kapandı.
Whispers of the Forgotten: A Blind Soldier's Tale
Benim etrafım karanlaştığında bir ses duydum.
‘’Ben buradayım!’’
diyordu ses ama sesin nereden geldiğini anlayamamıştım.
Birden etrafım aydınlandı ve bir cin karşımda belirdi.
Benimle beraber bu cin de köprü altında bulunuyordu.
Ben ona doğru yürüdüm ve baktım.
Bu cin bana bakmıyordu, bir yere dalıp gidiyordu.
Ben de onun yanına yaklaştım ve ona dokundum.
O cini sıkıştırarak ‘’Sen ne istiyorsun burada?’’
diye sordum.
O cin ise ‘’Beni burada bırak!’’
diyordu.
Bir süre konuştuktan sonra birden etrafım karardı ve cini üzerime çektim.
Cin üzerime geldiğinde beni ısırmaya çalıştı ama o çirkin yüzüne bakamadığım için hiçbir şey olmadı.
Yalnızca ayaklarını çekme hareketi yaptım.
Etrafıma baktığımda onun gitmiş olduğunu fakat gözlerimin hala kapalı olduğunu fark ettim.
Bu cinin bana musallat olduğunu düşünmüyordum, bu yüzden de define aramaya devam ettim.
Bir süre köprü altında define aramaya devam ettim ve birden bir ses duydum.
‘’Beni bırak!’’
diyordu ses ve aynı cin karşıma geçti.
Bu sefer etrafımda birçok resim vardı ve üzerinde define taşıyan birini gösteriyordu.
Ben onun üzerine gittim ve ‘’Seni bırakmam için buraya kadar gelecektim.’’
Dedim ve üzerine gittim.
Onu üzerime çektim ve birden her şey aydınlandı, gözlerim açıldı ve ışığı görebiliyordum.
Gözlerim açıldığında ilk önce cini gördüm, sonra da üzerinde define taşıyan kişiyi gördüm.
O cini üzerime çektiğim için hala ayaktaydı ve bana bakıyordu, ‘’Beni bırak artık!’’
diye bağırıyordu ama onu serbest bırakmam gerekiyordu.
‘’Senden bir şey istemedim, beni köprü altında musallat ettin nasıl serbest bırakabilirim.’’
Dedim ve cini tuttum.
Sürekli üzerime gelmesine rağmen onu tuttum, bir ara çok yoruldum ve onunla konuşmaya başladım, ‘’Neden beni köprü altında musallat ettin?’’
diye sordum ama cevap alamadım.
Sonra ne olduysa birden omzuma dokundu ve uçuyormuş gibi hissettim, sonra da düştüm.
Whispers of the Forgotten: A Blind Soldier's Tale
78
183